Biraderim, hem Dünya Çevre Gününü, hem Miraç Kandilini kutlar, tebrik, ve çoooook çoooook çooooook mübarek olmasýný dilerim... Ýlahi bir iþaret olmasýný dualýyorum... Sana taksim meydaný kýyýlarýndan yazýyorum... Son günlerde çok ilginç þeyler oldu, hani o bir anda olanlardan... Hani can ve/veya vicdan havli ile bi takým tepkiler vermeye baþlarsýn. O ana kadar sürekli geliþtirdiðin "otomatik pilot" davranýlarýnýn tepkilerini verdiðin... Üstelik zývanadan da çýkmýþýndýr... Onlardan... Senin iþten yürüyerek çýkýp, Ortaklar`a girerken çaldýrdýðýn, Mecidiyeköy`de buluþup, Maçka parkýndaki "gözlemeli çaycý"`ya gitmediðimiz akþamlarda, Taksim`e yürümüþsek; boþ masa bulamazsak taþa oturduðumuz, ama mutlaka yüzümüzü boðaza çevirerek muhabbet ettiðimiz, "balkonunda" çay içtiðimiz, dünyayý kurtardýðýmýz, bi park vardý... Taksim Gezi Parký... Orda patladý mevzu... Çanakkale`de, bir arkadaþýmýn bodrumunda "inziva" modunda çalýþýyordum... Hani gece gündüzün ekseni kaymýþtýr, Aklýnda sadece yapman gerekli iþler vardýr ve saat mevhumundan sýyrýk bir haldesindir... Öyle... Uykumu da tam alamamýþtým ki Mel aradý, "orda gazýn tadý nasýl?" diye sordu. Apýþtým... Herifin neden bahsettiðini anlamam, saate bakmaca 1-2 dakika aldý telefonda... 1 Haziran Cumartesi`ydi, saat öðlene seðirtirken... Heyecenlandým! Haber Türk`ü açtým önce... NTV`yi... Cnn Türk`ü... Kanal D, Show, Star, ATV... bi haber yok... bi bardak su içtim, bilgisayarý açtým, gittim yüzümü ve iki hýyar yýkadým. Bi yumurta ve iki Çanakkale domatesi çýkardým. kahvenin suyunu koydum. Facebook`u açtým, ay geçmiþ girmeyeli... Sayfada okunduktan sonra bile bi loading bi loading sorma... Ýlk açýlan post, birinin paylaþtýðý ve artis Levent Üzümcü`nin yazdýðý ve "Ülkesinde olanlarý yabancý basýndan öðrenmek... Bu utanç bizim!" gibi hatýrladýðým bir gönderisi! ... Bikaç zaman önce duymuþtum, Taksim Gezi Parký`ndan bir eylem baþlamýþtý... Meðer oraya evvel zaman içinde orada olan topçu kýþlasý þeklinde bir avm`mi yapýlacakmýþ neymiþ... Onun için Taksim Gezi Parký`ný da kaldýracaklarmýþ. O yapýlmasýn, orasý park kalsýn diye, Kitap okuma eylemi baþlatmýþlar... Ben Çanakkale`ye mi yerleþsem yahu diye düþünüyordum; Mehmet, Çanakkale`de olduðumu öðrendiðinde þehitleri andýk laf arasýnda mesela... 19 Mayýs`da, Gelibolu`ya bakan bir terasta, 2 doðum günü birden yaparken, ve bi yandan mangal yaparken... "Bana ne yahu" idi... Aylarca istanbul`da kaldým, bi kere Necdet`le gittik o "balkon"a, 45 dakka... ... Bizim baþbakan, hala ayný baþbakan... kýzdýðýnda dik dik ve düþünmeden konuþuyor haala... Hani "bu adamdan süper padiþah olurmuþ" dediydin ya... Ekip rotasyonu da iþliyor... Yani deðiþen biþey olmadý pek idari anlamda... Seçmen tabaný dýþýnda da hayranlýkla takdir edilen hitabet becerisini, en kullanmasý gereken yerde kullanmamýþ ya la... Ondan... Facebook`da prompterdan akan haberleri okuyamamaya yazýnca, dedim Twitter`da ne var ? Abbovvvv... Bu arada, nerdeyse herkesin elinde bi multimedya bilgisayarý var artýk olm. Bilmiyon sen yeni model telefonlarý... Kamerasýyla canlý yayýn yapabiliyorsun görüntülü telefonlarla... Bildiðin tekno silah... O 18 yýl önce hayalini kurduðun web tv`ler, 3G baðlantýn da varsa pehhh... Neler neler yapabiliyon... Þimdiki gençler için oyuncak artýk bunlar. Bi mesaj paketleri var 5000, 10000 sms aylýk. Sanýrsýn "bulk messaging" iþinde hepsi... "Ucuz" sayýlmaz ama satýlýyo çok. Zaten internet varsa, yazýþmak da bedava, konuþmakta, yayýnlamak da... ... Polis bir orantýsýz gelmiþ, bir orantýsýz gelmiþ, bi giriþmiþ millete... Millet can hýraç... Zaten günlerdir, Gezi`de aðaçlar için nöbet tutuyorlarmýþ... Polis o kadar orantýsýz bir daðýtma giriþiminde bulundu ki, gerisi can havli... Ýlk "insanlýk dýþýlýðý" polis yapmýþ... Millet ulaþabildiðine, an itibariyle, durumu bildirmeye baþlamýþ tekno silahlarýyla... E nasýl adamlarýz milletcek... Delikanlýyýz, onurluyuz, gururluyuz, özgürlüðüne düþkünüz, hem çýlgýnýz, hem de hangi çýlgýn bize zincir vurabilir þaþarýz... Hele bi yakýna, hele hele aileden birine bi zarar geldiðinde boyumuza bakma gereði duymadan, haklý-haksýz düþünmeden dik dururuz, ama kolay kolay yerimizde duramayýz... Düþmanlýksa konu, haysiyetimize dokunulmuþtur, çünkü düþmanlýðý hiç haz etmeyiz... o boyun kopar, ama eðilmez... Öyle olmuþ... Tanýmadýðým bi gencin, cep telefonu ya da tablet kamerasýndan izleme fýrsatým oldu 1 haziran gecesi, olmaz olaydý... Hayatýmda, varoluþuma dokunan bu kadar tiz bir ses daha duymamýþtým daha önce... Ömrümden 10 yýl gitti birader... Binlerce gönderinin içinde gözüme çarpabilenleri çýlgýnca paylaþmaktan baþka biþey gelmiyordu elimden... Ortalýk toz dumandý harbiden; Can havliyle koþan insanlarýn kaldýrdýðý tozlarla, Türk Polisi`nin bol keseden ve yine can havliyle Türk gençlerine sýktýðý göz yaþartýcý gaz dumaný... Bi de beraber dinlediðimiz Duman grubu vardý... "Eyvallah" diye bi þarký yapmýþlar o gazla, biberi bol, marþ oldu. Bi dinlesen hemen çalmaya kalkardýn gitarýnla... Televizyonda hala bi haber yoktu inanamazsýn. Kimindir, nerden çýkar bilmediðim iki kanal öðrendim birader bu süreçte, Ulusal ve Halk TV... Neler neler öðrendik... Provakosyon, dezenformasyon, fake profil, manüplasyon... Uygulamalý olarak... Enformatik olarak fiili savaþ hali... Ama lisede ayný sýrada oturduðum bir arkadaþýnýn ikizleri olmuþ, eski þirketten bir arkadaþýn kýzý, baþka bir eski þirketten arkadaþýn oðlu, bir asker arkadaþým kartal`a taþýnmýþ, o, þuna "ceee" demiþ, onlarý öðrendim bu vesileyle... Allah, doðan her çocuðu analý babalý, saðlýklý, sýhhatli ve illaki özgür bir ömür nasip etsin hepsine... Bi fotoðraf vardý, ellerini açmýþ bir kadýn, tam kalbine TOMA su sýkýyor... Haa sen bilmezsin TOMA, POMA... Ben de yeni öðrendim... Ama POMA, TOMA`yý kovalayabiliyor, hem de iþete iþete... Neyse abla kaynamasýn; önlerde tek baþýna, açmýþ kollarýný, ayakta duruyor, tam kalbine TOMA su sýkýyor... Sanýrsýn evren sývýlaþmýþ, ablanýn kalbinden fýþkýrýyor... Bi fotoðraf vardý, çok güzel kare. Bana Bursa Nutkunu hatýrlattý... Profil resmi yaptým... Bi video vardý; adamýn biri TOMA`ya deli olmuþ, öfkeden tepiniyor, kollarýný açýyor, beden dilinden anladýðým kadarýyla "sýk lan, bana da sýk" kavlinden... biraz bodur bir arkadaþ, ama çok dik duran cinsten... TOMA bi verdi tazyiki, eleman uçtu olm, kalkamadý uçtuðu yerden. Umuyorum iyidir þimdi... Hani biþeyler birikir ya içinde, Büyür ama farkedemezsin... Baya top yekun bi bi kaynama olmuþ, hiç kimse farketmemiþ kaynama noktasýný... Hani Türk kahvesi yaparken kaynama anýný tutturamazsýn, nasýl cezveden fýþkýrýrcasýna taþar, iki saniye önce durgun durgun ýsýnmakta olan kahve, nasýl bütün ocaðý batýrýr... Benim anladýðým; "baþbakan" görevli bey, kahve cezvesini ateþte býrakýp tuvalete gitmiþ gibi biþey... Köpüklerimiz taþtý olm, sokaklar battý... Kükremiþ sel gibiydi millet, ne bend býraktý ne barikat... Herkes çok kýzgýndý baþbakana... Öyle kýzgýndý ki millet, kendisine resmen bildiðin sövüyor, hükümetini de baþýna çalmasýný istiyor, hem de aðýr sinkaflý... "Dik"in "Dim"ini gördüm ya la...Açýklanan ölü, yaralý hala çok farký, açýklayana göre deðiþken bir trend var... Ama malesef yiten canlar var... Hepsine selam olsun, ruhlarý þad, mekanlarý cennet olsun... ... Biraz þuursuzluðumu atmaya baþladýðýmda son 10 gündeki tüm konuþmalarýný buldum ve dinlerim. Ýzledim de... Gördüðüm kadarýyla, çok feci saçmalamýþ... Yani þöyle ifade edeyim; sen hatýrlamazsýn, hastanedeydin, son ocaðýnýn sonlarýna goðru Davos`a gitmiþti, Dünya Ekonomik Forumuna. Moderatöre kýzmýþtý, "One Minute" diye elinden lafý alýp Shimon Peres`e sokmuþtu, hemen dibindeki Ban Ki-moon`unun önünde... "Daha da Davos benim için bitmiþtir, gelmem bi daha" diye kalkýp gitmiþti... 31 Mayýs günü, iþte o o Davos, Ýstanbul`a ayaðýna gelmiþ de adam açýlýþ konuþmasýný yapmýþ. Ben dünyadan bihaberken... Sonra 1 Haziran`da tüm Türkiye Ýhracatçýlar Meclisinde konuþmuþ, Uzun versiyonlarýný izledim ve dinledim. Ýletiþim adýna faciaydý... Ekonomik verilerden bahsediyor, anladýðým meali; o üç kat, bu 5 kat artýþ saðlamýþ, aman oyuna gelme, beþ parasýz kalýrsýn... Sanarsýn telekom`u satmamýþ, gönüllü milli CEO... Kendisine yöneltilmiþ ne kadar eleþtiri varsa, bunlarýn hepsini biliyor, yasa referandumlarýnda yaptýðý gibi bir takým torbalara dolduruyor, toplu halde "oyun" diye adlandýrýyor, taraftarlarýna da diyor ki, böyle derlerse oyundur, gelme... Bi de eklemesin mi sana sonradan "oradakiler çapulcu, 2 tane ayyaþ", onun "200 bin topladýðý yerde ben 1 milyon toplarým" diye... Yani burda olaydýn, çapulcu ve ayyaþsýn... Üstelik 1/5 idin ? Yani sen, ben, bizim oðlan 3 kiþiysek, hükümet baþý bize 15 kiþi daha toplayacak... Belki sigorta pirimlerimizin`de 5 katýný vermek gibi bir çýlgýn proje bekleyebiliriz... Elin Obama`sý seçildikten sonra tebrik için ara, bi de abi nasihatinde bulun; "dik dur ama diklenme sakýn" diye... Yani öyle dediðini söyledi televizyondan. Ben CNN Türk`de seyretmiþtim, doðrudur herhalde, Obama`ya soracak halim yok ya doðrumu diye... Her ne kadar Fransa`da sadece kedilere kedi dense de, biz ekonomimize biþey olmasýn diye "göt"e "kaba et", baya bildiðin zalime, "Dayý" dermiþiz... Bu olaylar Taksim Gezi Parký`nýn çook ötelerinde, 50 küsür þehirde gösterilere, malesef bazý þehirlerde ise meydan savaþlarýna dönüþmüþ haldeyken, senden sonra, bahar rüzgarlarla daðýlmýþ memleketlere dizi dizi geziye çýkarken, uçaðýna binmeden önce yaptýðý basýn toplantýsýnda, bir de iþaret parmaðýný kaldýrarak, "Sayýn baþbakan olaylarý hafifletecek bir þeyler söyleyecekmisiz" diye soran muhabire, "Evde zorla tuttuðumuz yüzde 50 bir kesim var" diye bi laf da etti mi sana... Karýþtý ortalik çok karýþtý... Ölen ölmeye baþladý, kalan saðlarýn hangileri sivil polis, hangileri ajan, hangileri provakatör, hangileri aþýrý uçtan militan bilemedik ama, hiç görmediðimiz biþey oldu; Halk dim dik duruyor her yerde! Gündüz iþlerine gidiyorlar, Akþam çýkýp Taksim Gezi Parkýna geliyorlar bu insanlar... Öyle... Çoook uzun yýllar görüþmediðimiz insanlarla görüþtük. Çoook uzun yýllardýr ayný yollarý arþýnladýðýmýz "baþka" insanlarla tanýþtýk. Kimseye diklenmeden, barýþa barýþa, birleþe birleþe, orjinal bir çeþit devrim gerçekleþtirdi þaka maka halk... Gaz bombasý atan polisler artýk niþan almaya baþlamýþken, plastik mermiler kullanýlmaya baþlanmýþken, saðýndaki solundaki insanlarýn gözleri çýkmaya, kafalarý yarýlmaya baþladýðýnda dahi, içinde bulunduklarý imkan ve þeraitlerin ne derece müsait olduðuna aldýrmýyor burada kimse... En son Cumhurbaþkaný, "demokrasi sadece seçim demek deðildir"i bir cümlede kullandý, Baþbakan Fas`tan, "önünü ardýný bilemem ama parlamenter sistemde yönetimi seçim belirler" dedi... Hem Dünya Çevre Gününü, hem Miraç Kandilini kutlar, tekrar tebrik, ve gani gani mübarek olmasýný dilerim... Ýlahi bir iþaret olmasýný dualýyorum... Sevgiler þelale...

alpay


 

Çağatay için bu mesajı yazan kişiye aşağıdaki form aracılığıyla istediğinizi yazabilirsiniz.

Ad :
Eposta :
Mesaj :